Sevgi
Aikido hakkında sayfalarca yazı yazabileceğimi düşünüyorum. Ancak insanların duyduklarında hoşuna gidecek ve onları etkileyecek kelimeleri ard arda sıralamak yerine, size bizzat 11 yıldır deneyimlediğim aikidodan küçük duygular vereceğim. Bu şekilde sizlere daha doğru ulaşabileceğime inanıyorum.
Aikido belli kalıplarla tanıtmaya çalışmak anlamsızdır. Aikido bir savaş sanatı. Bu kesin bir tanımdır, ama önemli olan aikidoyu sizin nasıl tanımlayacağınızdır. Daha doğrusu aikido sizin beklentileriniz doğrultusunda tanımlanır. Aikido sizin kişiliğinizde şekillenir. Sizin üzerinizde bir ete ve kemiğe bürünüp kişilik kazanır. İşte o zaman aikidoyu daha doğru tarif edebilirsiniz. Aikido’ya benim tarifim şudur; “ruhsal ve bedensel olarak evrendeki her şeyle uyumlanma yolu”. Aikido ile uğraşanlar için klasik bir tanım gibi gelebilir. Doğru, çünkü kelime anlamı bu. Ama anlatmak istediğim şudur ki; bu benim algıladığım aikido’nun tarifidir. Zaten ruhumda var olan davranış biçiminin, ne anlama geldiğini fark etmeme neden olan bir uğraşa verebileceğim tek tarif yolu budur.
Aikido ile, çocukluk ve gençlik yıllarındaki tecrübelerin, olgunluk olarak geri döndüğü bir dönemde karşılaştım. Kozmik bir takdir olduğunu sonradan anladığım bu karşılaşma ile ruhum ve bedenimin yıllardır isim koyamadığı davranış kalıpları yerine oturmuş ve anlam kazanmıştır. Bir nevi ruh eşimdir aikido. Ailemden ve çevremden aldığım terbiyenin, aslında BUDO olarak adlandırılan bir kavram olduğunu anlamamı sağlamıştır. Dolayısıyla aikido’yu belli kalıplarla anlatamamamın zorluğu bu yüzdendir. Siz ne iseniz aikido o dur. Yaşamınızdan beklediğiniz her ne ise aikido ona göre şekillenecektir. İyi bir dövüşcü olabilirsiniz, ama dövüşmeye ihtiyaç duymayabilirsiniz. Kazanmak için dövüşmek gerekliliğine inanırsanız, çözümün her zaman dövüşerek bulunacağını zannedersiniz.
Günümüzde aikido, stilleriyle ve felsefesiyle ayrı ayrı yorumlanabilmektedir. Tekniklerin üstünlüğü veya etkisizliği, kavgada işe yarayıp yaramayacağı, hangi aikido yorumunun doğru olduğu ile ilgili tartışmalar sürüp gitmektedir. Bizim için bu değerlendirmeler aikido’nun içsel bir yolculuk sistemi olduğu gerçeğini değiştirmez. Bana göre büyük usta Ueshiba’ nın aikido’su tektir. Aikido ruhsal aydınlanma için seçilmiş bir yoldur. Bu benim ve sizlerin, tıpkı Ueshiba’nın yaptığı gibi ruhsal aydınlama için izlediği yöntemdir. O yüzden aikido’nun fiziksel üstünlük veya eksikliklerini tartışarak aiki’ nin hedeflerinden uzaklaşabiliriz.
Felsefe kelimesi Yunanca´da phileo(sev-gi) ve sophia (bilgelik) kelimelerinin yan yana gelmesinden oluşur. Fhilosophia (bilgelik sevgisi). Savaş sanatlarını yaşam biçimi halini getirmiş olan bizler için doğu felsefesi ilgi alanımızdır. İnsan ruhunun derinliklerine ise bildiğimiz yol ile, savaş sanatları ile inmeyi tercih ederiz. Ueshiba’ da bildiği en iyi yöntem ile yolunu belirlemiş, dövüş tekniklerini ruhsal öğretilerin ışığı ile aydınlatmıştır. Dünyada bilgelik sevgisi peşinde koşan her insanın hedefi aynıdır. Hedefe giden yollar farklı olsa bile, tüm yolların varacağı tek yer “SEVGİ” dir.
Dolayısıyla aikido’ya gerçek tanımı yapabilecek en iyi cümle “Aikido bir sevgi yolu” olacaktır. Aikido çalışmak istiyorsanız hedefleriniz iyi belirlemeniz gerekir. İçinde bulunduğumuz çağın standartları bizi ister istemez ego baskısıyla ezmektedir. Çok para kazanmak, iyi bir sosyal statü sahibi olmak, güzel evlerde yaşamak, üstün olmak ve benzeri ihtiyaçlar bizi bir yarışa iter. Bu durum kazan kaybet türü bir anlayışın tüm dünyada kabul gören bir yaklaşım olması ve insanlara doğruymuş gibi dayatılmasıdır. Bu duygular öylesine kuvvetlidir ki bizi manâ boyutundan uzaklaştırır. Stres ve mutsuzluğun altın anahtarıdır. Rekabet insan ruhunu bozan bir davranış biçimidir. Bu yüzden aikidoda müsabaka yoktur.
Yaşamımızda mutluluk istiyorsak denge halinde tutmamız gereken iki boyut vardır. Madde ve manâ. Bir kuşun kanatları gibi eşit beslenmesi ve çalışması gereken iki önemli alandır. Biri tarafınız zayıf kalırsa uçamaz, ancak yerde çırpınırsınız. Aikido bu denge durumu için gerekli yöntemleri size kucak dolusu ve sonsuz bir sevgiyle sunar. Sade bir anlatımla, sadece tekniklerin işlerliği ile uğraşırsanız sevgiyi bulamazsınız. Veya sadece sevgiyi arayarak teknik çalışmaları azaltırsanız yolunuzu kaybedebilirsiniz. Gerçekleri görebilmek ve mutlu olmak için yöntem, iki kanadı da aynı oranda beslemektir.
Peki aikido çalışmak için doğru yer? Bunun cevabını verecek olan yine sizsiniz. Hedeflerinizi biliyorsanız içinizdeki ses size doğruyu söyleyecektir. Onu dinleyin. Çalışmaları sürdürdüğünüz yerde mutlu iseniz, yüzünüz gülüyor ise, içinize giderek artan bir sevgi doluyorsa, hatta bu sevgi coşkuya dönüşüyorsa, yeriniz doğrudur.
“Biz birleştirmek için geldik, ayırmak için değil” Mevlana
Aikido öğreten kişinin yani sensei’nizin (hoca) teknik kapasitesinden çok o kişinin hayata ve Budo’ ya bakışı daha önemlidir. Eğitmen genç ve tecrübesiz olabilir. Önemli olan onun insan kalbine giden yolda örnek teşkil edebilecek bir yetenekte olmasıdır, lekesiz ve şahsiyetli… Hocamın söylediği gibi (N.VURAL) ; “tecrübesi daha tamamlanmamış, teknik ve öğretim bilimi mükemmel bir hale gelmemiş, fakat devamlı tatami üzerinde çalışıyor ve daha uzaklara gitmek için öğrenmeye var gücüyle çabalıyor; inanıyorum ki bu genç hoca saygıdeğer , AİKİDO’ya lâyık bir şahsiyettir ve onunla BUDO yolunda uzaklara gitmek mümkündür.”
Eğer sevgi ile aydınlamaya karar verdiyseniz kozmik bilinç sizi zaten doğru yere yönlendirecektir. Burada önemli olan sizin düşüncelerinizdir. Aikido’dan mucize beklemeyiniz. “Sen yanlızca tefekküründen (düşüncenden) ibaretsin, o anda nerde ne düşünüyorsan sen o sun, geride kalan, et, kemik, kan, su gibi bedenin malzemesi” Mevlana
“Hamdım, piştim, yandım”
İyi şeyler düşünün, eğer aikido ile ruhunuzun aydınlandığını hissediyorsanız, çalışmalara katılın ve aksatmayın. Sırlar tekniklerin içinde gizlidir. Bunu ortaya çıkarmak yalnızca sizin elinizdedir. Havanın soğuk veya ve sıcak olmasına aldırmadan çalışın, dizleriniz soyulana, eklemleriniz ağrıyana kadar çalışmaya devam edin. Kan, ter ve emekle beyazdan siyaha döndüğünde kemeriniz, hakama giyersiniz. Yedi erdem ile pişmeye başlarsınız. Sonra SHODAN, daha yolun en başıdır. Geriye her bakışınızda hala eksikliğinizi görüp daha çok çalışma azmiyle doluyorsanız, doğru yoldasınız. Yana yana bilgelik yoludur aikido.
Değerli okuyucular / arkadaşlar aikido sevgidir. Ancak böyle düşünerek yaptığımız çalışmalar biz mutlu edecektir. Teknikler çok etkili ve gerçektir. Düzenli çalışan bir aikidoka, öğrendiklerinin ne gibi sonuçlara yol açacağını çok iyi bilir. Tatami üzerinde saatlerce teknik çalışmak inanılmaz keyiflidir. Fakat bunu yaparken içinizdeki sevgiyi asla yok etmeyin. Aklınızı gereksiz kaygılarla doldurmayın. Kavga etme fikrini asla aklınıza getirmeyin. Düşündüklerinizde dikkatli olmalısınız, gerçekleşme ihtimali var. Bugün yaşadığınız pek çok olayı gözden geçirin muhtemelen daha önce aklınıza gelenlerdir. Aikido size dövüşmeyi öğretebilir ama bu tek başına bir işe yaramaz. Hayatımız avuçlarımızdan kayan kum taneleri gibi hızla akmaktadır. Bu zamanı bedensel ve ruhsal olarak mükemmel geçirebiliriz. Bunun yolu sevgiden geçer. Ne kadar çok kişi ile fiziksel mücadele edebildiğin değil, ne kadar çok insanı sevdiğin ve ne kadar çok insanın seni sevdiği önemlidir. Eğer aikido ile aydınlanma yolunu seçtiysen unutma, bu yol sevgi yoludur.
Oğuz ÖCAL
Bursa Sakura Aikido Spor Kulübü Teknik Sorumlusu
Aikido ve Budo Federasyonu Bursa Teknik Sorumlusu